بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ حَبِطَتْ أَعْمَٰلُهُمْ فِى ٱلدُّنْيَا وَٱلْءَاخِرَةِ وَمَا لَهُم مِّن نَّٰصِرِينَ ٢٢

Onlar öyle kimselerdir ki (bütün) yapdıkları dünyâda da, âhiretde de hoşa gitmişdir. Onların (azabına maani olacak) hiç bir yardımcıları da yokdur.

– Hasan Basri Çantay

أَلَمْ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ أُوتُواْ نَصِيبًا مِّنَ ٱلْكِتَٰبِ يُدْعَوْنَ إِلَىٰ كِتَٰبِ ٱللَّهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ يَتَوَلَّىٰ فَرِيقٌ مِّنْهُمْ وَهُم مُّعْرِضُونَ ٢٣

Kitabdan (Tevratdan) kendilerine bir nasıyb verilmiş olanları görmedin mi ki Allahın Kitabı — aralarında hakem olmak için — çağırılıyorlar da sonra onlardan bir zümre (o Kitaba) arkasını çeviriyor. Onlar böyle (hakıykatlerden) yüz çevirmeyi âdet edinmiş kimselerdir.

– Hasan Basri Çantay

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامًا مَّعْدُودَٰتٍۖ وَغَرَّهُمْ فِى دِينِهِم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ ٢٤

Bunun sebebi şudur: Onlar «Sayılı günlerden başka bize asla ateş dokunmayacak» dediler. Onların uydurdukları bu şey, dînleri hususunda da (kendilerini) aldatmışdır.

– Hasan Basri Çantay

فَكَيْفَ إِذَا جَمَعْنَٰهُمْ لِيَوْمٍ لَّا رَيْبَ فِيهِ وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّا كَسَبَتْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ ٢٥

Onları (vukuunda) hiçbir şübhe olmayan bir günde topladığımız ve herkesin — kendilerine haksızlık edilmeyecek — (dünyâda) kazandığı tastamam ödendiği zaman artık halleri nice olur?

– Hasan Basri Çantay

قُلِ ٱللَّهُمَّ مَٰلِكَ ٱلْمُلْكِ تُؤْتِى ٱلْمُلْكَ مَن تَشَآءُ وَتَنزِعُ ٱلْمُلْكَ مِمَّن تَشَآءُ وَتُعِزُّ مَن تَشَآءُ وَتُذِلُّ مَن تَشَآءُۖ بِيَدِكَ ٱلْخَيْرُۖ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ٢٦

(Habîbim) de ki: «Ey mülkün saahibi Allah, Sen mülkü kime dilersen ona verirsin, mülkü kimden dilersen ondan alırsın. Kimi dilersen onun kadrini yükseltir, kimi dilersen onu alçaltırsın. Hayr, yalınız Senin elindedir. Şübhesiz ki Sen her şey'e hakkıyle kaadirsin.

– Hasan Basri Çantay

تُولِجُ ٱلَّيْلَ فِى ٱلنَّهَارِ وَتُولِجُ ٱلنَّهَارَ فِى ٱلَّيْلِۖ وَتُخْرِجُ ٱلْحَىَّ مِنَ ٱلْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ ٱلْمَيِّتَ مِنَ ٱلْحَىِّۖ وَتَرْزُقُ مَن تَشَآءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ ٢٧

Geceyi gündüzün içine koyarsın. Gündüzü geceye sokarsın, ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Sen kimi dilersen ona sayısız rızk verirsin.

– Hasan Basri Çantay

لَّا يَتَّخِذِ ٱلْمُؤْمِنُونَ ٱلْكَٰفِرِينَ أَوْلِيَآءَ مِن دُونِ ٱلْمُؤْمِنِينَۖ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ ٱللَّهِ فِى شَىْءٍ إِلَّآ أَن تَتَّقُواْ مِنْهُمْ تُقَىٰةًۗ وَيُحَذِّرُكُمُ ٱللَّهُ نَفْسَهُۥۗ وَإِلَى ٱللَّهِ ٱلْمَصِيرُ ٢٨

Mü'minler, mü'minleri bırakıb da kâfirleri dostlar edinmesin. Kim bunu yaparsa (ona) Allahdan hiç bir şey (hiç bir yardım) yokdur. Meğer ki onlardan, gelebilecek bir tehlikeden dolayı, sakınmış olasınız. Allah size (asıl) kendisinden korkmanızı emrediyor. Nihayet gidiş de ancak Allahadır.

– Hasan Basri Çantay

قُلْ إِن تُخْفُواْ مَا فِى صُدُورِكُمْ أَوْ تُبْدُوهُ يَعْلَمْهُ ٱللَّهُۗ وَيَعْلَمُ مَا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِى ٱلْأَرْضِۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ ٢٩

De ki: Göğüslerinizin içinde olanı gizleseniz de, onu açıklasanız da Allah bilir onu. Göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsini) O bilir. Allah herşey'e hakkıyle gücü yetendir.

– Hasan Basri Çantay

يَوْمَ تَجِدُ كُلُّ نَفْسٍ مَّا عَمِلَتْ مِنْ خَيْرٍ مُّحْضَرًا وَمَا عَمِلَتْ مِن سُوٓءٍ تَوَدُّ لَوْ أَنَّ بَيْنَهَا وَبَيْنَهُۥٓ أَمَدًۢا بَعِيدًاۗ وَيُحَذِّرُكُمُ ٱللَّهُ نَفْسَهُۥۗ وَٱللَّهُ رَءُوفٌۢ بِٱلْعِبَادِ ٣٠

(Hatırlayın) o günü ki herkes (dünyâda) ne hayr işlediyse karşısında (onu) hazırlanmış bulacak, ne de kötülük yapdıysa onunla kendi arasında uzak bir mesafe olmasını arzu edecek. Allah size (asıl) kendinden korkmanızı emreder. Allah kullarını pek çok esirgeyendir.

– Hasan Basri Çantay

قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ ٱللَّهَ فَٱتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ ٱللَّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْۗ وَٱللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ ٣١

(Habîbim) de ki: «Eğer Allahı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı örtsün. Çünkü Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir».

– Hasan Basri Çantay

قُلْ أَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَٱلرَّسُولَۖ فَإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلْكَٰفِرِينَ ٣٢

De ki: «Allaha ve o peygambere itaat edin». Eğer yüz çevirirlerse şübhesiz ki Allah da o kâfirleri sevmez..

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu